Akürem 650 Yaban Hayvanı Tedavisi Tamamladı

Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatını Kurtarma Rehabilitasyon Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKÜREM), 2024 yılında 650 yaban hayvanına müdahale gerçekleştirdi. Bu hayvanların %95’inden fazlası kuşlardan oluşurken, tedavi ve doğaya salınmadaki başarı oranı %50’nin üzerine çıktı.
AKÜREM: Yaban Hayatının Koruyucusu
Afyon Kocatepe Üniversitesi Yaban Hayatını Kurtarma, Rehabilitasyon, Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKÜREM), yaban hayatı tedavi ve rehabilitasyonunda Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden biri olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Afyonkarahisar ve çevre illerden getirilen yaralı veya hasta hayvanlar burada tedavi edildikten sonra tekrar doğal yaşam alanlarına kazandırılıyor. 2024 yılında merkezde 650 yaban hayvanına müdahale edilerek önemli bir başarı elde edildi. Tedavi edilen hayvanların doğaya salınma oranının yüzde 50’yi aşması, merkezin yaban hayatı rehabilitasyonundaki etkinliğini bir kez daha ortaya koydu.
2024 Yılında Tedavi Edilen Hayvan Türleri
AKÜREM Müdürü Prof. Dr. İsmail Aytekin, 2024 yılı boyunca merkezde tedavi edilen hayvan türleri ve çeşitliliği hakkında detaylı bilgi verdi. Yırtıcı kuşlar başta olmak üzere, su kuşları, diğer kuş türleri ve memeli hayvanların yanı sıra sürüngenler de tedavi edildi. Prof. Dr. Aytekin, şu verileri paylaştı:
- 370 yırtıcı kuş,
- 50 su kuşu,
- 205 farklı kuş türü,
- 7 etçil memeli,
- 2 otçul memeli,
- 16 sürüngen türü.
Bu hayvanların merkeze ulaşmasındaki nedenler arasında enfeksiyonlar, ateşli silah yaralanmaları, elektrik çarpmaları, travmalar, zehirlenmeler ve insan kaynaklı zararlar yer aldı.
Enfeksiyon ve Yaralanma Vakaları
AKÜREM’e getirilen hayvanların yüzde 30’u enfeksiyon kaynaklı hastalıklardan muzdaripti. Bakteriyel, viral veya paraziter kökenli bu hastalıklar merkezin uzman ekiplerince tedavi edilerek hayvanların sağlığına kavuşması sağlandı. Bunun yanı sıra ateşli silah yaralanmaları ve elektrik çarpmaları gibi insan kaynaklı travmalar, her yıl yaklaşık 40 ila 60 hayvanın merkeze ulaşmasına neden oldu.
Prof. Dr. Aytekin, ateşli silah ve elektrik kaynaklı yaralanmaların yaban hayatı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, vatandaşlardan bu konuda daha duyarlı olmalarını istedi.
Ekosistem İçin Kritik Öneme Sahip Bir Merkez
Merkezin temel amacı, yaralı hayvanları tedavi ederek doğal ekosisteme yeniden kazandırmak. Prof. Dr. Aytekin, hayvanların tedavi süreçlerinin titizlikle yürütüldüğünü ve iyileşme sürecinin tamamlanmasının ardından doğal yaşam alanlarına salındıklarını belirtti. “Yaban hayatı ekosistem için çok kıymetli. Bu canlıların doğada yaşaması ve sürdürülebilirliğinin devam etmesi gerekiyor. İnsanların doğaya ve hayvanlara zarar verecek davranışlardan kaçınması bu açıdan büyük önem taşıyor,” dedi.
Başarı Oranı Yüzde 50’nin Üzerinde
AKÜREM, ağır vakalara rağmen yüzde 50’nin üzerinde başarı oranıyla dikkat çekiyor. Hayvanların merkeze genellikle ağır hastalık ve yaralanmalarla geldiğini belirten Prof. Dr. Aytekin, donanımlı bir ekip sayesinde bu başarıyı elde ettiklerini ifade etti. İç hastalıkları, cerrahi ve doğum gibi farklı uzmanlık alanlarından akademisyenlerin katkılarıyla çalışan AKÜREM ekibi, tedavi süreçlerini profesyonel bir yaklaşımla sürdürüyor.
Doğaya Kazandırılan Hayvanlar
Tedavi edilen hayvanlar, sağlıklarına kavuştuktan sonra tekrar doğaya salınıyor. Bu süreçte hayvanların yaşam becerileri dikkatle gözlemleniyor ve doğada hayatta kalabilecek seviyeye gelmeleri sağlanıyor. Prof. Dr. Aytekin, “Ekosistemin bir parçası olan bu canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için elimizden geleni yapıyoruz. Vatandaşların da bu konuda bilinçli hareket etmesi, yaban hayatının korunmasında önemli bir rol oynayacaktır,” diyerek toplumun bu sürece katkısının önemini vurguladı.
Yaban Hayatı İçin Öncü Bir Merkez
AKÜREM, yalnızca bir tedavi merkezi değil, aynı zamanda yaban hayatının korunması ve sürdürülebilirliği için bir umut kapısı olarak çalışıyor. Doğaya salınan her hayvan, ekosistemin devamlılığında kritik bir rol oynuyor. Merkezin başarıları, Türkiye’de yaban hayatı rehabilitasyonu konusunda bir model oluşturuyor. Bu çalışmalar, hem ekolojik dengeye katkı sağlıyor hem de yaban hayatı konusunda toplumsal farkındalığı artırıyor.